ENGLISH
  Güncelleme: 10/03/2017

AB Bakanı Ömer Çelik Osmaniye'de Vatandaşlara Hitap Etti

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik Osmaniye'nin Bahçe ilçesinde vatandaşlara hitaben bir konuşma yaptı. Bakan Ömer Çelik, "Ne zaman birisi çıkıp postalı ortaya koysa ya da yargı cübbesini ortaya koysa milli iradeyi terk edip giden siyasiler görüldü. Bir tek bizim dönemimizde bütün bir Cumhuriyet tarihi boyunca bu vesayet odaklarına karşı güçlü bir direniş gerçekleşti." dedi.

AK Parti'nin ilk iktidar günlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi yasaklı olduğunu, o günlerde nasıl bir yolda ilerleyeceklerini, nereye gideceklerini, önlerine hangi engellerin çıkarılacağının belli olmadığını belirten Bakan Ömer Çelik, Türkiye'de herkesin "AK Parti iktidara geldi ama iktidardaki ömrü ne kadar olacak" diye bahis oynadığını ve tartışma açtığını anımsattı.

AB Bakanı Ömer Çelik, "Çünkü içerde ve dışarıda ne kadar güç odağı varsa AK Parti'nin iktidarda kalmaması için AK Parti iktidarının kısa sürmesi için elinden geleni ardına koymuyordu." ifadesini kullandı.

Bakan Ömer Çelik, geçmişte Türkiye'ye bu tür şeyler yaşatanların bu sefer de kendilerinden emin olduklarını ancak Türkiye'deki vatandaşların, Osmaniyeli, Bahçeli hemşerilerinin bu siyasi harekete bu kadar güçlü destek vereceğini, milli iradeye sahip çıkacağını hesap edemediklerini kaydetti.

Bir sürü badireyi beraberce atlattıklarını, sıkıntıların üstesinden geldiklerini, Türkiye'nin ekonomisini, dış politikasını büyüttüklerini, ülkenin önündeki engelleri bir bir aştıklarını anlatan AB Bakanı Ömer Çelik, şöyle devam etti:

"Siz de biliyorsunuz ki bugünlere kolay gelinmedi. Bugünlere ulaşmak kolay olmadı. Her seferinde AK Parti'nin önüne, iktidarımızın önüne, milli iradenin önüne bir sürü engel çıkarılmaya çalışıldı. Kapatma davaları açıldı. Sayın Cumhurbaşkanımızın siyasetten uzaklaştırılması için kamuoyu tarafından bilinen ve bilinmeyen bir sürü engel çıkarıldı. Ama bunların hepsi tek tek güçlü bir iradeyle aşıldı."

AB Bakanı Ömer Çelik, geçmişte bazı siyasilerin "Ben 6 kere gittim 7 kere geldim" ya da "Şu kadar dönem iktidar oldum ama önüme askeri, yargı vesayeti çıktı, görevden uzaklaştırıldım" diye övündüklerini, AK Parti'nin ise bir yargı vesayeti, askeri vesayet gibi odaklar karşısında geri çekilip, milli iradeye onlara terk edip, ondan sonra tekrar iktidar yollarının aranmasını meşru bir şey görmediğini belirtti.

- "Türkiye'yi milli irade yönetir"

"Madem ki bu iktidarı siz verdiniz ancak siz alırsınız. Milli iradenin sahibi sizsiniz. Türkiye'de ne varsa size aittir ve Türkiye'nin patronu sizsiniz." diyen Bakan Ömer Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Eğer biz şuna inanıyorsak, 'egemenlik kayıtsız şartsız millete aittir' diyorsak, o zaman millet ne derse o olur. Türkiye'yi milli irade yönetir. Çok uzun zaman boyunca 'egemenlik millete aittir' dediler ama kayıtsız şartsız kısmını unutturdular. İktidara gelirken oy istemek için sizin sesinizi dinlediler, sözlerinizi dillendirdiler ama iktidara gelince bunu unuttular. Ne zaman birisi çıkıp postalı ortaya koysa ya da yargı cübbesini ortaya koysa milli iradeyi terk edip giden siyasiler görüldü. Bir tek bizim dönemimizde bütün bir cumhuriyet tarihi boyunca bu vesayet odaklarına karşı güçlü bir direniş gerçekleşti. Niçin, sizin verdiğiniz yetkiyi, ortaya koyduğunuz iradeyi hiç kimse gasp edemesin,  hiç kimse milletin elinden alamasın diye, bu ülkenin insanları daha iyi yaşasınlar, bu ülkenin kaynakları bu ülkeyle aktarılsın, bu ülkenin çocukları için daha iyi bir gelecek kurulsun diye yapıldı bunlar."

- "Milli irade tarlaya tohum ekmek gibidir"

AB Bakanı Ömer Çelik, milli iradeye sahip çıkmanın tarlaya tohum ekmek gibi, tohumdan alınan ürünün ülkenin ekonomisi, ürünü satılıp bir maddi kaynağa dönüştürülmesinin ülkenin dış politikası gibi olduğunu, ancak her şeyin başında tarlaya o tohumun atılmasının yer aldığını anlattı.

Milli irade güçlü olmazsa ülkede demokrasinin, ekonominin ve dış politikanın güçlü olmadığını vurgulayan Bakan Ömer Çelik, şunları söyledi:

"Geçmişte de pek çok iktidar geldi, geçti, niçin Türkiye ekonomisi bu kadar güçlü olmadı? AK Parti döneminde ekonomiyi bu kadar güçlendirmek mümkün oldu. Demokrasiyi bu kadar güçlendirmek bu kadar mümkün oldu. Türkiye'nin dış dünyadaki sesini bu kadar kuvvetli hale getirmek mümkün oldu. Peki geçmişte niye olmadı? Biz AK Parti döneminde petrol bulmadık, doğalgaz bulmadık, yeni kaynaklar bulmadık. Yabancı bir devlet Türkiye'ye büyük bir bağışta bulmadı. Türkiye yeni maddi kaynaklar keşfetmedi, peki bu nereden geldi, çok basit. Bu milletin iradesine sahip çıkanlar aynı zamanda bu milletin emeğine bu milletin üretimine de sahip çıktılar. Bu ülkenin insanlarının üretimi, emeği, alın teri bu ülkeyi zengin etmeye yeter. Yeter ki bunun önündeki engeller kaldırılsın, yetir ki Türkiye siyasi krizlerle boğuşmasın, yeter ki Türkiye'nin ayağında prangalar olmasın, Türkiye koşar. Bu ülkenin insanı alın teriyle bu ülkeyi zenginleştirir ve emeğiyle bu ülkeyi güçlü hale getirir. Önemli olan o alın terinin gasp edilmemesi, o alın terinin başkalarına kaptırılmamasıdır. İşte AK parti döneminde yapılan budur. Bu milletin alın terine ve emeğine selam duran bir siyasi iktidar inşa ettik. Bu milletin alın teri ve emeğiyle kavga eden değil, o alın teri karşısında esas duruşta duran bir siyasi iktidar inşa ettik."

- "Ordumuz daha güçlü hale gelmiştir"

AB Bakanı Ömer Çelik, Türkiye'nin güney sınırına yerleşen terör örgütleriyle mücadele ettiklerini, Avrupa'da ekonomik krizler yaşandığını, aşırı sağcıların ve ırkçıların yükselmesi gibi bir tablo olduğunu, bunların ortasında Türk İslam dünyası içinde AK Parti iktidarının  kurduğu siyasi iktidarın göz bebeği gibi inci gibi parladığını kaydetti.

Avrupa ziyaretlerinde kendisine yabancıların "FETÖ darbe girişiminden sonra ordudan bir çok general attınız ordu zayıfladı mı" diye sorduklarını aktaran Bakan Ömer Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bunun çok basit bir cevabı var. FETÖ üyesi o generalleri, askerleri attıktan sonra ki onlar Mehmetçik değildir onlar asker üniforması giymiş katillerdir, teröristlerdir. Mehmetçik halkına silah çekmez. Mehmetçiğin görevi TSK'nın görevi bu milletin güvenliğini korumaktır, namusunu korumaktır, vatanı korumaktır. Kim ki bu millete silah çekiyorsa, hukukuna tecavüz ediyorsa, bu millet bir zarar veriyorsa, o Mehmetçik olamaz, o, bu milletin evladı olamaz, o Türk ordusunun ferdi olamaz. Çok basit bir cevabı var diyorum. 55 ülke koalisyon DEAŞ'a karşı savaşıyor. Darbe girişiminin sonra Türk ordusu bu generalleri attıktan sonra Suriye'ye girdi ve DEAŞ'ı Türkiye'nin sınırlarından temizledi. Daha önce bu yapılamamıştı. Demek ki bu FETÖ mensuplarının ordudan atılmasından sonra silahlı kuvvetlerimiz, ordumuz daha güçlü hale gelmiştir.”

Kentin terör konusunda çok büyük fedakarlık gösterdiğini söylediğini söyleyen AB Bakanı Ömer Çelik, Türkiye'yi daha güçlü kılmak gerektiğini, anayasa değişikliğinin yaklaşık 200 yıldır tartışıldığını belirterek, "Elimizde şöyle bir sistem var, Türkiye'yi sürekli krizlere boğan, aşağı çeken bir sistem." ifadesini kullandı. 

Bakan Ömer Çelik, geçmişte cumhurbaşkanı ile başbakanlar arasında yaşanan kavganın nelere mal olduğunun bilindiğine dikkati çekerek, "Çok net bir şey var. Türkiye'de eğer 2002'den beri bir istikrar olduysa, bu yönetim sistemi içerisindeki krizlerle, büyük bir fedakarlıkla mücadele eden AK Parti sayesinde oldu." diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini 16 Nisan'da güçlü bir "Evet" ile hayata geçireceklerini dile getiren AB Bakanı Ömer Çelik şöyle devam etti:

"Bu sistemle ilgili bazı eleştirilerde bulunuyorlar. Sayın Cumhurbaşkanımız için ahlak dışı şekilde, 'Diktatör olacak' diyorlar. Bu mesele ilk olarak Türkiye'de dillendirilmedi. Bu bizim dışımızdaki bazı ülkelerde dillendirildi. Oraların basın-yayın organlarında, oranın kanaat önderi denebilecek kimseler tarafından dillendirildi. O günleri bir düşünün, niye Türkiye ile ilgili böyle söylüyorlardı? Çünkü o ülkelerin Türkiye ile ilgili tarihsel olarak büyük rekabetleri vardır. Bu rekabet içerisinde, Türkiye'nin ilerlemesi bazı ülkeleri rahatsız etti. O bize karşı bir kara propagandaya dönüştü. Diktatörler halklarından korkar ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tanklara ve savaş uçaklarına halkıyla beraber karşı çıktı. Asıl diktatörler halkın arasına giremeyenlerdir, sofrasına oturamayanlardır, çayını içemeyenlerdir, halkıyla ekmeğini paylaşamayanlardır. O gece yürek isterdi, savaş uçakları öldürmek için gezerken, savaş uçakları sivil halkın üzerine ateş açarken, insanımızı ezerken, Sayın Cumhurbaşkanımızın ölümü göze alarak 'Ben ülkemi terk etmem, İstanbul'a gideceğim' şeklindeki tavrı, o gece yürek isterdi."

- "Koalisyonlar bir ihtimal olmaktan çıkmalıdır"

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), 15 Temmuz'da devleti işgal etmeye çalışan teröristler olduğunu belirten Bakan Ömer Çelik, o zaman bir koalisyon hükümetinin görevde olması halinde, makamlar arasında fikir ayrılıkları olabileceğini ve o darbe girişimini önlemekte çok daha fazla zorlanılacağını aktardı.

AB Bakanı Ömer Çelik, artık koalisyonlara kapıların kapatılması gerektiğine işaret ederek "Koalisyonlar bir ihtimal olmaktan çıkmalıdır. 7 Haziran'da gördük. Aziz milletimiz AK Parti'ye tek başına iktidar olacak kadar oy vermedi. Koalisyon görüşmeleri yapıldı ama sonuçta koalisyon ortaya çıkmadı ama gördük ki koalisyon tehlikesi ortadan kalkmamış, daha sonra 1 Kasım'da seçime gidildi ve tek başına iktidar olma yetkisi verildi. Koalisyon ihtimalinin ortadan kalkmadığını gördük. FETÖ'nün darbe girişimi karşısında bunu iyi düşünelim. 7 Haziran sonrası koalisyon kurulsaydı, bakanlar arasında görüş ayrılığı veya çatlak olsaydı ne yapacaktık?" değerlendirmesinde bulundu. 

- "Rejim değişikliği yok"

16 Nisan'dan sonra gelecek sistemle artık koalisyon ihtimali olmadığını vurgulayan AB Bakanı Ömer Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bir kişinin hükümeti kurabilmesi için en az yüzde 50 oy alması gerekiyor, yüzde 50'nin üstünde alması gerekiyor. Yüzde 50'nin üstünde oy alan kişi de doğrudan tek başına iktidarı kurmuş olacak. Yüzde 50'nin üstünde oyla iktidar hükümetinin kurulması demek, en büyük uzlaşmanın sağlanması demek. 'Rejim değişikliği' diyorlar. Biz CHP'yi tanırız, CHP ne zaman Türkiye'de iyi bir şey olacak olsa bunu engellemek için 'rejim değişikliği' der."

CHP'nin memleket için faydalı ne varsa "Rejim değişikliği" diyerek engellemeye kalktığını dile getiren AB Bakanı Ömer Çelik, "Rejim değişikliği millete ait iradenin gasp edilmesidir. 27 Mayıs darbesi, 12 Eylül darbesi bir rejim değişikliğidir. 28 Şubat bir rejim değişikliği teşebbüsüdür. Bütün bu rejim değişiklikleri olurken, milletin başına bu belalar gelirken, bu ülkede başbakanlar idam edilirken, bütün bu rejim değişikliklerini destekleyen parti kimdir? Demek ki rejim değişikliğinden en son bahsedecek onlar." diye konuştu.

AB Bakanı Ömer Çelik,  "Rejim değişikliği yok. Bizim anladığımız rejimde Türkiye Cumhuriyeti'nin sahibi cumhurdur. Cumhuriyetten cumhuru çıkarıyor, asıl rejim değişikliğini yapanlar onlardır." ifadesini kullandı.

- "Bu büyük tarihi bir fırsattır"

Her siyasi ve anayasal düzenlemede vatandaşın yetkisinin artıp atmadığına bakılması gerektiğini belirten AB Bakanı Ömer Çelik, şunları kaydetti:

"Daha önce yüzde 30-40'la iktidar çıkarıyordunuz. Şimdi yetki sizdedir, siyasilerin en az yüzde 50'yi ikna etmesi lazım. En az yüzde 50'lik bir vatandaş topluluğunun ikna edilmesi demek, farklı görüşten farklı hayat tarzına sahip vatandaşlarımız arasındaki uzlaşmanın sağlanması demek. Emin olun bu büyük, tarihi bir fırsattır. 200 yıldır beceremediğimiz, tartıştığımız bir işi inşallah 16 Nisan'da 'evet'lerimiz ile güzel şekilde neticelendireceğiz. Bunun iyi anlatılması lazım. Bu CHP'nin, HDP'nin yapmaya çalıştığı şey, Türkiye'yi eski yönetim modellerine mahkum ederek vatandaşlarımızın güçlenmesini, Türkiye'nin yönetiminde daha çok söz sahibi olmasını engellemektir. Bunun dışında bir şey yapmıyorlar. 16 Nisan'da Bahçe'de, Osmaniye'de inşallah sandıklardan tamamen 'evet' çıkmasını sağlayacak şekilde vatandaşlarımıza ulaşalım. CHP'nin istediği şey, bu ülkenin hayrına olan şey değildir. Bunlar milletin hayrına olan hiçbir şeyde sokağa dökülmediler."

Kaynak: AA


Diğer Haberler

Image
 
Image
 
Image
 
Image
 
Image
 

Güncelleme: 10/03/2017 / Hit: 4,239

Copyrights © 2023 Republic of Türkiye Ministry of Foreign Affairs
Directorate for EU Affairs
Copyrights © 2023 - Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı
Avrupa Birliği Başkanlığı