Türkiye-AB Bakanlar Düzeyinde Siyasi Diyalog Toplantısı Brüksel’de gerçekleştirildi

Son Güncelleme: 27 Temmuz 2017

Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Siyasi Diyalog Toplantısı, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ve AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Federica Mogherini ile Genişleme ve Komşuluk Politikasından sorumlu AB Komiseri Johannes Hahn'ın katılımlarıyla 25 Temmuz 2017 tarihinde Brüksel’de gerçekleştirildi.

Türkiye'nin AB'ye katılım müzakerelerinde mevcut durumun yanı sıra toplantıda, her iki tarafı da yakından ilgilendiren göç krizi, vize serbestisi diyaloğu, Gümrük Birliğinin güncellenmesi, ekonomi, enerji ve ticaret alanlarında geliştirilen işbirliği konuları ele alındı. Toplantıda, bölgesel ve uluslararası konularda da görüş alışverişinde bulunuldu.

Türkiye-AB Bakanlar Düzeyinde Siyasi Diyalog Toplantısında taraflar arasındaki işbirliği ve diyaloğun daha da güçlendirilmesinin her iki tarafın da yararına olduğu vurgulanmıştır. Türkiye ve AB, ilişkilerde somut kazanımlar edinilmesi amacıyla, mevcut gündemlerinin geniş yelpazesini birlikte geliştirmek konusunda kararlı olduklarının altını çizmiştir.

Toplantının ardından ortak bir basın toplantısı düzenlendi.

AB Bakanı Ömer Çelik toplantıda, gündemde olan bölgesel ve küresel bütün konuları konuştuklarını söyledi. 

İki taraf arasında sorun bulunduğunun açık olduğunu kaydeden Bakan Ömer Çelik, ama bunun diyaloğa, çözüm aramaya engel teşkil etmediğini dile getirdi.

Taraflar arasındaki diyaloğun zeminini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 25 Mayıs'ta yapılan NATO Zirvesi sırasında AB kurumları liderleriyle yaptığı görüşmede ortaya çıkan yol haritasının oluşturduğunu vurgulayan AB Bakanı Ömer Çelik, "Türkiye-AB ilişkilerinin omurgası, katılım müzakereleridir. Katılım müzakereleri bir kenara bırakılarak, enerji, ticaret ya da terörle mücadele gibi birtakım ilişki geliştirmekten bahsedilemez." dedi.

Türkiye'nin sadece bir komşu ülke değil, aynı zamanda bir aday ülke olduğuna dikkati çeken Bakan Ömer Çelik, "Katılım müzakereleri konusundaki ilerlemeyi sağlamak için gayret etmek durumundayız." ifadesini kullandı. 

- "Fasıllar açılmalı" 

AB'nin sorunları konuşmak için çok önemli mekanizmaları bulunduğunu, aday ülke olarak Türkiye ile sorunların çözülmesi için konuşma mekanizmasının da fasılların açılması olduğunu belirten AB Bakanı Ömer Çelik, iki taraf arasındaki sorunların yoğunlaştığı konuların, 23'üncü fasıl (yargı ve temel haklar) ve 24'üncü fasıl (adalet, özgürlük ve güvenlik) alanına girdiğine vurgu yaptı. Bu fasılların açılmasının önemine işaret eden Bakan Ömer Çelik, şöyle konuştu: 

"Özellikle son görüşmelerden sonra Kıbrıs meselesinin çözümünde Türkiye'nin yapıcı tutumu görülmüştür. Bundan sonra Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin tek taraflı olarak beş faslı bloke etmesinin önüne geçilmelidir. Çünkü Türkiye, bu fasıllardaki bütün hazırlıklarını tamamlamıştır. Ama tek taraflı bir şekilde tamamen siyasi sebeplerle bu blokaj olmamalıdır."

- "Koz olarak kullanmasını doğru bulmuyoruz"

Gümrük Birliğinin güncellenmesinin her iki tarafın da çıkarına olduğunu söyleyen AB Bakanı Ömer Çelik, şöyle devam etti:

"Konuyu sağlıklı bir şekilde sürdürmemiz lazım. Bazı Avrupa ülkeleri ile Türkiye arasında ikili bir sorun olduğu zaman o ülkelerin Türkiye'ye karşı Avrupa mekanizmaları kullanmasını ya da Gümrük Birliğini bir koz olarak kullanmasını doğru bulmuyoruz. Bu doğru bir yaklaşım değil. İkili sorunlar ayrıdır, Türkiye-AB ilişkileri ayrıdır. Bunu ayrı tutmakta fayda var." 

- "DEAŞ'a hangi muamele yapılıyorsa, FETÖ ve PKK'ya da aynısı yapılmalı" 

Terörle mücadele konusunun ortak geleceği ilgilendirdiğini belirten Bakan Ömer Çelik, "Geçmişte Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı'na da bizzat gösterdim. Türkiye'nin askerlerini ve vatandaşlarını öldüren teröristlerin resimlerinin AP'de sergi olarak gösterilmesini biz doğru bulmuyoruz. Terör örgütlerinin sembolleri ve propaganda imkanları ortadan kaldırmalıdır. DEAŞ'a hangi muamele yapılıyorsa Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) ve PKK'ya da aynı muamele yapılmalıdır. DEAŞ eşittir FETÖ. FETÖ eşittir PKK'." 

- "Liderler düzeyinde bir Türkiye-AB Zirvesi planlanmalı"

18 Mart Anlaşması ile Akdeniz'de ölümlerin önüne geçildiğini, Türkiye ve AB'nin ortak akıl ve ortak eylem üreterek ne kadar olumlu bir sonuç ortaya koyabildiğinin görüldüğünü dile getiren AB Bakanı Ömer Çelik, "Fakat bu insanlara karşı ırkçı, faşist birtakım anlayışların, bu meseleyi siyaset meselesi yapmasından da çok büyük bir rahatsızlık duyuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Gönüllü insani kabul planında ilerleme sağlanması gerektiğini ancak pek çok Avrupa ülkesinin bu mükellefiyeti yerine getirmediğini söyleyen AB Bakanı Ömer Çelik, "Ölümden kaçan bu insanlara karşı sorumluluğumuz, insani bir sorumluluktur. Küresel bir sorumluluktur. Gönüllü insani kabul planının güçlü bir şekilde hayata geçmesini önemsiyoruz." dedi. 

İki taraf arasındaki diyaloğun önemine değinen Bakan Ömer Çelik, "Liderler düzeyinde bir Türkiye-AB Zirvesi planlanmalıdır ve yapılmalıdır. Bunun en kısa zamanda yapılması gerektiğini düşünüyoruz." şeklinde konuştu.

- "Bunların hepsi vizyonsuz yaklaşımlardır"

Son zamanlarda Türkiye ile müzakerelerin kesilmesi yönünde bazı sesler yükseldiğine dikkati çeken AB Bakanı Ömer Çelik, "Bunların hepsi vizyonsuz yaklaşımlardır. Bunun Türkiye'ye faydası olmadığı gibi AB'ye de faydası yoktur. Bir yerde sorun varsa daha çok müzakere edeceğiz, daha çok konuşacağız." ifadelerini kullandı.

AB Bakanı Ömer Çelik, bundan sonraki ilk toplantının memleketi Adana'da, bir sonrakinin ise AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini'nin doğum yeri olan Roma'da yapılacağını belirtti.

Bakan Ömer Çelik, basın toplantısında bir soru üzerine, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi halkoylamasına ilişkin eleştirilere yanıt verdi. 

AB Bakanı Ömer Çelik, "Referandumla ilgili aldığımız karar dünyada hiçbir makam tarafından, hiçbir parlamento tarafından iptal edilemez, Bu, Türk halkının kararıdır. Bu AP(Avrupa Parlamentosu) kararında da vardı, referandum tamamen uygulanırsa müzakereleri keselim gibisinden. AP'nin ya da başka bir makamın Türk halkının demokratik bir oylama sonucunda, referandum sonucunda verdiği kararı değiştirme ya da bu şekilde bu kararla ilgili 'biz kaygı duyuyoruz, bunu AB ilişkilerine taşıyalım.' demek gibi bir yaklaşımları ilkesel olmaz. Siyasi olarak bunu söyleyebilirler ama referandumda Türk halkının iradesi tecelli etmiştir ve bu artık Türkiye'de bir kural haline gelmiştir." ifadelerini kullandı.

- "Türkiye'nin çıkarlarını korumak ödevi var"

AB Bakanı Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Almanya ile ilgili açıklamalarına ilişkin bir soru üzerine ise "Türkiye'ye verilen sözler tutulmazsa tabii ki devletin başı olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ve halkını korumak, Türkiye'nin çıkarlarını korumak ödevi vardır." şeklinde konuştu. 

Erdoğan'ın Almanya'daki Türk vatandaşlarının bir toplantısına video konferansla katılmasının engellendiğini hatırlatan Bakan Ömer Çelik, "Ama aynı zaman dilimi içerisinde Kandil'deki terör örgütünün başı video konferansla katılıyor Almanya'daki bir toplantıya ve oradakilere hitap ediyor. Bunun hukukla ne ilgisi var, bunun demokrasiyle ne ilgisi var?" değerlendirmesini yaptı.

- "Bu işe bir sınır çekmemiz lazım"

Türkiye-Almanya ilişkilerinin çok derin bir tarihi olduğunu söyleyen AB Bakanı Ömer Çelik, şöyle devam etti:

"Bu işe bir sınır çekmemiz lazım. Bir gazeteci denilen kişi, elinde gazeteci kimliği olan bir kişinin Türkiye'deki askeri üslerin fotoğraflarını çektiği ve bu fotoğrafların kendisinin fotoğraf makinesinde bulunduğu tespit edilirse diğer gazeteci arkadaşlar bunun yaptığı ajanlık faaliyetine gazetecilik diye sahip çıkamazlar. Ya da bir insan hakları örgütünün yöneticisiyim diye Fetullahçı Terör Örgütü'nün Bylock programını kullanacaksın, Avrupa'daki üst düzey terör örgütü yöneticileriyle iletişim içerisinde olacaksın. Burada faaliyeti yasaklanan Uluslararası Af Örgütü değildir, Uluslararası Af Örgütü ile makul iş birliği yine sürmektedir. Dolayısıyla bu kavramları yerli yerine koymak lazım."

- "İklim değişikliğine göre değişmez"

Türkiye'nin iş birliğine açık olduğunu vurgulayan Bakan Ömer Çelik, "Bir de yine bu konu aramızda imzalanan anlaşmalar, ister AB ile olsun ister diğer ülkelerle olsun hava durumuna göre değişmez, iklim değişikliğine göre değişmez. Bunlar ilkesel temelde uygulanması gereken konulardır ve Türkiye bütün taahhütlerine bağlı olduğunu söylemeye devam etmektedir." dedi. 

Bu döküman ab.gov.tr sitesinde bulunan makaleden otomatik üretilmiştir