ENGLISH
  Güncelleme: 21/11/2016

AB Bakanı Ömer Çelik, Kanada Halifaks’ta Değerlendirmelerde Bulundu

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Çelik, Halifax 8. Uluslararası Güvenlik Forumu'na katılmak için bulunduğu Kanada'da, forum kapsamındaki temaslarına yönelik değerlendirmelerde bulundu.

AB Bakanı Ömer Çelik ve beraberindeki heyet, Halifax Uluslararası Güvenlik Forumu kapsamındaki Kanada ziyaretinde, Halifax Limanı'ndaki Göçmen Müzesi'nin bahçesine mayıs ayında dikilen Çanakkale Anıtı'nı da ziyaret etti.

AB Bakanı Ömer Çelik'e, 3 gün süren forum boyunca Türkiye'nin Ottawa Büyükelçisi Selçuk Ünal da eşlik etti.

Halifax Uluslararası Güvenlik Forumu kapsamındaki temaslarını değerlendiren AB Bakanı Ömer Çelik Uluslarası Güvenlik Forumu’nun çok iyi planlanmış üç ayrı oturumunda konuşma yaptığını belirtti ve şunları ifade etti: "Bu oturumlardan bir tanesi demokrasi yeniden nasıl güçlü kılınabilir, nasıl olgunlaştırılabilir üzerine idi. Bir diğeri Suriye konusunda terörist bir komşu ile yaşamanın zorluğu idi. Son oturumda da Türkiye’nin 15 Temmuz'da yaşadığı darbe girişimi konusu ele alındı."

Kanada’da çok sayıda FETÖ mensubunun ikamet ettiğini bildiklerini kaydeden AB Bakanı Ömer Çelik, "Kanadalı dostlarımıza Fetullahçı Terör Örgütü'nün başı olan Fetullah Gülen'in buraya gelmesiyle ilgili birtakım açıklamaları olduğunu, bunun bizim ilişkilerimizi olumsuz etkileyebileceği gibi, Kanada hükümetine ve Kanada toplumuna da zarar verebileceğini, bu şahsın Usame bin Ladin'den daha tehlikeli olduğunun anlaşılması gerektiğini ifade ettik." diye konuştu.

AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in Usame bin Ladin ve DEAŞ'tan daha tehlikeli olduğunu vurgulayarak değerlendirmelerine şöyle devam etti:

"Usame bin Ladin, doğrudan terör kavramlarını ve terör amaçlarını kullanarak konuşuyordu ve onun düşman olduğunu biliyorduk. Ya da DEAŞ, terör ideolojisini kullanıyor, onun da düşman olduğunu biliyoruz. Ama bu şahıs daha tehlikeli. Bu şahıs, soft kavramların arkasına saklıyor terör amacını. Özgürlük gibi, demokrasi gibi, diyalog gibi, hoşgörü gibi kavramların arkasına saklıyor ve amacını gerçekleştireceği ana kadar kimliğini birçok şapkanın altına gizleyebiliyor. Dolayısıyla bu Kanada toplumundaki barışçıl çabalar ve hedefler için de bir tehdittir. Özellikle de Kanada gibi göçmenlere açık, onlara burada ikinci sınıf muamele yapmayan, mümkün olduğunca burada göçmen unsurları birinci sınıf yapma deneyimi olan bir ülke için tehdittir. Kanada’nın bu deneyimini bunlar, olumsuz bazı amaçlarına ulaşmak için kullanabilirler. Dolayısıyla Fetullahçı Terör Örgütü’nün buraya gelmesi şeklindeki bir tablonun, iki toplumun, iki devletin çıkarlarına zarar vereceğini, özellikle burada faaliyet gösteren Fetullahçı Terör Örgütü mensupları hakkında Kanada makamlarının daha hassas olması gerektiğinin altını çizdik."

- "Demokrasi ve güvenliğin merkezinde Türkiye var"

Halifax Forumu'nun, sadece demokratik ülkelerin çağrıldığı bir güvenlik forumu olduğunu hatırlatan AB Bakanı Ömer Çelik, "Bu çerçevede demokrasiden güvenliğe kadar çeşitli konuların yer aldığı bir repertuvar içerisinde tartışmalar yer alıyor. Burada en dikkat çeken konulardan birisi şu: Demokrasi ve demokratik güvenlik konusu olduğunda, bu repertuvarın merkezinde Türkiye var. Hemen hemen her konu, bir şekilde Türkiye ile ilgili." dedi.

Forumda son gece katıldığı bir yemek organizasyonunda yaptığı sunumda ve kendisine yöneltilen sorulara verdiği yanıtlarda Türkiye'deki darbe girişimini anlattığını belirten AB Bakanı Ömer Çelik, ''Türkiye’nin bu darbe girişimi sonrasında maruz kaldığı birtakım eleştirilerin haksızlığına vurgu yaptık" ifadesini kullandı.

- "Türk halkı demokrasi mücadelesini yeniden yazdı"

Türkiye'deki darbe girişiminin Türkiye için Usame bin Ladin'den daha tehlikeli bir kişi olan Fetullah Gülen tarafından kurgulandığını söyleyen AB Bakanı Ömer Çelik, "Bu darbe girişimi karşısında Türk kurumlarının gücünün, seçilmiş cumhurbaşkanımızın, başbakanımızın ve hükümet üyelerimizin ama en önemlisi de Türk halkının direnişinin altını çizdik. Bu arada Türk halkının direnişinin demokrasi mücadelesini yeniden yazdığını, bu demokrasi mücadelesi çerçevesinde Türkiye'nin aslında ne kadar yüksek bir demokratik bilince ve güçlü demokratik kurumlara sahip olduğunun açıkça ortaya çıktığını ifade ettik." diye konuştu.

Kendisine en çok "Türkiye ile Batı ittifakı arasında bir kriz mi var? Türkiye Batı ittifakını terk edip Rusya'ya mı yaklaşıyor?" şeklinde sorular yöneltildiğini kaydeden AB Bakanı Ömer Çelik, AB'nin Türkiye'ye pozitif ajanda üretmek yerine taraflı davrandığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye'nin geleneksel olarak zaten ilişki içerisinde olduğu Rusya ya da başka devletlerle ilişkilerini sorgulamaya kalkıyor. Türkiye tarihsel ve jeopolitik konumu gereği hem Avrupa'yla hem Rusya'yla ve hem diğer unsurlarla çok yönlü ilişkiler içerisinde olması gereken bir ülke. Biz hiçbir ilişkiyi, diğer bir ilişkimizin aleyhine gerçekleştirmiyoruz. Hepsini birbirini bütünleyen ve tamamlayan ilişkiler olarak görüyoruz. Ama burada Avrupa'dan sorulması gereken soru şu: 'Biz NATO üyesi, Avrupa Konseyi üyesi, AB ile müzakere süreci yürüten, OECD üyesi, geleneksel olarak güçlü bir Avrupa devleti ve 100 yıldır Avrupa demokrasisi olan güçlü bir Türkiye ile önümüzdeki dönemde, dünyanın içinden geçtiği bu kritik çağda nasıl bir pozitif ajanda, nasıl güçlü iş birliği kanalları üretebiliriz? Nasıl yeni köprüler kurabiliriz?' Buna kafa yorulmayıp da sadece eleştiriyle sadece birbirini insan hakları ve demokrasi gibi kavramlar üzerinden sıkıştırmaya dayalı bir siyasetle ilgilenirse bunun sadece negatif sonuçları görülecektir." 

- "Türkiye'yi köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar"

Demokrasi ve insan hakları gibi kavramların, paylaşılan ortak değerler ve gelecek için temel alınan normlar olduğunu vurgulayan AB Bakanı Ömer Çelik, "Demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti gibi kavramları, ortak ajandamızın parçası olarak görmek gerekir. Her birimiz kendimizi bu ortak ajandanın eşit ortakları olarak görmeliyiz. Bunun yerine bu kavramları iş birliği için, beraber pozitif ajanda üretmek için, yeni köprüler kurmak için kullanmaz da birer siyasi araç haline getirilip, bir ülkenin başka bir ülkeyi köşeye sıkıştırmak için araçsallaştırılırsa bunlar bu kavramlara da verilecek en büyük zararlar olur." dedi.

AB Bakanı Ömer Çelik, "Uzun zamandır Türkiye ile darbe girişiminden sonra demokrasi konusunda, Türkiye’nin 3 milyon mülteciyi misafir etmesi karşısında insan hakları konusunda, hukuk devleti konusunda yeterince dayanışma göstermiyorlar. Sadece bunları araçsallaştırarak Türkiye'yi köşeye sıkıştırmanın bir aracı gibi kullanmaya çalışıyorlar. Zaten bunun da Avrupa ülkelerine tsunami etkisi oluyor. Oralarda da aşırı sağ, antisemitizm, ırkçılık ve İslamofobi yükseliyor. Dolayısıyla bu konularda tutarlı olmak gerekir. Türkiye'nin Batı ittifakıyla olan ilişkisi, sorgulanamaz bir ilişkidir." diye konuştu.

Kaynak: AA


Diğer Haberler

Image
 
Image
 
Image
 
Image
 
Image
 

Güncelleme: 21/11/2016 / Hit: 4,786

Copyrights © 2023 Republic of Türkiye Ministry of Foreign Affairs
Directorate for EU Affairs
Copyrights © 2023 - Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı
Avrupa Birliği Başkanlığı