Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Siyasi Diyalog Toplantısı Ankara’da gerçekleştirildi

Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Siyasi Diyalog Toplantısı, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ve AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Federica Mogherini ile Genişleme ve Komşuluk Politikasından sorumlu AB Komiseri Johannes Hahn'ın katılımlarıyla 9 Eylül 2016 tarihinde Ankara'da gerçekleştirildi.

Toplantıda Türkiye'nin AB'ye katılım müzakerelerinde mevcut durumun yanı sıra, her iki tarafı da yakından ilgilendiren göç krizi, vize serbestisi diyaloğu, ekonomi, enerji ve ticaret alanlarında geliştirilen işbirliği konuları ele alındı. Ayrıca, bölgesel ve uluslararası konularda da görüş alışverişinde bulunuldu.

Siyasi Diyalog Toplantısı, Türkiye-AB birlikteliğinin temelini oluşturan ortak değerlere ve karşılıklı taahhütlere bağlılığın teyit edildiği bir toplantı olmuştur. 

Toplantının ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, geçen dönemde "Ekonomik ve Parasal Politika" başlıklı 17'nci faslın ve "Mali ve Bütçesel Hükümler" başlıklı 33'üncü faslın açıldığını hatırlatarak, "Yeni dönemde müzakerelerin kalbini oluşturan basın özgürlüğü, temel haklar ve hürriyetler gibi konular içeren fasılların (23 ve 24. fasıllar) açılmasını bekliyoruz. Bu konularda çok fazla eleştiri dile getiriliyor. Bu eleştiriler gerçekten demokrasi ve insan hakları konusunda bir ilerleme amacı taşıyorsa o zaman buyurun bu fasılları açalım diyoruz." dedi.

AB Bakanı Ömer Çelik, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin Türkiye'nin devlet tarihinde karşılaştığı en büyük saldırılardan biri olduğunu belirterek, "Milli güvenliğimiz açısından FETÖ'yle mücadele etmek, birinci önceliğimizdir." dedi.

AB Bakanı Ömer Çelik, "AB ile paylaştığımız ortak değerler, demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti, Avrupa topraklarında saldırıya uğramıştır. Bir Avrupa gücü olan Türkiye'de saldırıya uğramıştır ve bir Avrupa demokrasisi olan Türkiye'de saldırıya uğramıştır." diye konuştu.

AB ile Türkiye'nin paylaştığı ortak değerler göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye'nin darbe girişiminin ardından AB'den kınama cümlelerinin ötesinde daha güçlü bir fiili destek beklentisinin olduğunu anlatan AB Bakanı Ömer Çelik, ancak darbe girişiminden sonraki ilk bir ay içinde bunun gerçekleşmediğine dikkati çekti. 

Darbe girişimi sonrasında Avrupa kurumlarıyla dayanışma gösterilmesinin Türkiye- AB ilişkileri kadar dünyaya ve bölgeye verilmesi gereken demokrasi insan hakları ve hukuk devleti mesajı açısından da son derece önemli olduğunu dile getiren AB Bakanı Ömer Çelik, "Bu, Türkiye'nin egemen bir devlet olarak kendi güvenliğini sağlamasıyla ilgili tedbirlerdir. Bu tedbirleri almaya devam edeceğiz. Ama görüldü ki olağanüstü hal uygulaması söz konusu olmasına rağmen Türkiye'de demokrasi, insan hakları, hukuk devleti ilkelerinden zerre kadar taviz verilmemektedir. Son derece titiz bir çalışma yürütülmektedir." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın da FETÖ ile mücadele kararlılığını belirtirken bu mücadele sırasında hata yapılmaması ve masum insanlara zarar verilmemesi konusunda hassasiyetini en üst düzeyde belirttiğini vurgulayan AB Bakanı Ömer Çelik, şöyle devam etti:

"Hukuk kavramı, burada altını çizdiğimiz bir kavramdır. Türkiye'nin hukuk devletine bağlılığı bu zor şartlar altında da sürmektedir. Bakın, bu bir ay, bir buçuk ay içerisinde Türkiye tarihinin en ağır saldırısıyla karşı karşıya kaldı. Bu saldırının hemen arkasında, 12 saat gibi bir sürede 240 şehit ve binlerce yaralıyla birlikte Türk demokrasisi korunmuştur, bu darbe girişimi geri püskürtülmüştür. Türk halkı demokrasi tarihini yeniden yazmıştır." 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik çeşitli basın yayın organlarında yürütülen kara propagandaya dikkati çeken AB Bakanı Ömer Çelik, "Diktatör kavramı kullanılıyordu. Biliyorsunuz diktatörler halklarına karşı tankın arkasına saklanırlar ama Sayın Cumhurbaşkanımız halkıyla beraber tankların önüne çıkmıştır. Bu da Türkiye'nin, devleti yönetenlerin nasıl demokratik bir bilince sahip olduğunu göstermiştir. Türkiye'de birinci sınıf bir demokratik bilinç vardır." diye konuştu.

"Türkiye-AB ilişkilerinin kalbi katılım müzakereleridir"

AB Bakanı Ömer Çelik, Avrupa ve AB için sıkıntılı bir dönemde, Brexit, ekonomik krizler ve göç krizinin Avrupa için yeni meydan okumalar ortaya koyduğuna değinerek, "Tüm bunların merkezinde, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile yakınlaşması sonucu, en büyük çözüm üretenin, en büyük katkı verenin Türkiye olduğu bir kez daha görülmüştür. Dolayısıyla her zaman belirttiğimiz gibi Türkiye- Avrupa Birliği ilişkilerinin kalbi katılım müzakereleridir." dedi.

Türkiye'nin AB'ye üye olamayacağına ilişkin değerlendirmelerin açık bir çifte standart olduğunu kaydeden AB Bakanı Ömer Çelik, "Türkiye zorluklarla mücadele ederken nasıl bir ortaksa, Avrupa Birliği'nin istikrarını ve Avrupa Birliği'nin mekanizmalarını paylaşmak açısından da aynı şekilde bir ortaktır." ifadelerini kullandı.

"23. ve 24. fasılların açılmasını bekliyoruz"

Türkiye'de demokratik mücadele ve demokratik kurumların altını çizen çeşitli reformlara imza atılmaya devam edildiğini anlatan AB Bakanı Ömer Çelik, geçen dönemde "Ekonomik ve Parasal Politika" başlıklı 17'inci faslın ve "Mali ve Bütçesel Hükümler" başlıklı 33'üncü faslın açıldığını hatırlattı.

AB Bakanı Ömer Çelik, "Yeni dönemde müzakerelerin kalbini oluşturan basın özgürlüğü, temel haklar ve hürriyetler gibi konular içeren fasılların (23 ve 24. fasıllar) açılmasını bekliyoruz. Bu konularda çok fazla eleştiri dile getiriliyor. Bu eleştiriler gerçekten demokrasi ve insan hakları konusunda bir ilerleme amacı taşıyorsa o zaman buyurun bu fasılları açalım diyoruz." diye konuştu.

AB Bakanı Ömer Çelik, 23 ve 24'üncü fasılların bu dönemde açılmasının AB açısından bir samimiyet testi olacağını belirterek, "Biz Türkiye olarak bu fasılların ve enerji ve diğer konularda konuştuğumuz diğer tüm fasılların açılmasına hazır olduğumuzu bir kere daha ifade ediyoruz." dedi. 

Kaynak: AA