ENGLISH
  Güncelleme: 24/06/2016

AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Roma'da La Stampa Gazetesine Mülakat Verdi

AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Roma'da La Stampa gazetesine mülakat verdi.

Haberde aşağıdaki satırlara yer verildi:

Türkiye'nin AB Bakanı Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a en yakın isimlerden biri. Çelik Akdeniz'in istikrarı için Türkiye ile İtalya arasında sıkı bir ittifakın vakti geldiğinden emin. Genel anlam taşıyan öylesine bir çağrı değil bu yaptığı; Türkiye'nin Roma'daki diplomatik merkezi olan Türk Büyükelçiliğinde gerçekleştirilen uzunca söyleşimiz sırasında Bakan Çelik'in bizlere izah ettiği, üç noktaya ayrılan güçlü ve net bir ittifak söz konusu. İtalya’daki resmi temasları sırasında Dışişleri Bakanı Paolo Gentiloni ile de görüşen Bakan Çelik gelecekte bir Avrupalı Türkiye görme arzusunu açıkça ifade etti. Zorluklar yok değil ve o da bunun bilincinde; bu zorlukları çözüme kavuşturmak için de “Türkiye'nin katılımının her daim destekçisi ülke” sözleriyle bir kez daha, İtalya'nın stratejik rolüne inanıyor.

FRANCESCA SFORZA: Sayın Bakan göçmen krizinde Türkiye en ön saflarda çaba gösteriyor. Sınır Tanımayan Doktorlar ve Uluslararası Af Örgütü gibi sivil toplum örgütlerinin yeniden yerleştirme politikaları ve ülkenizdeki ağırlama konularında ileri sürdükleri eleştirilere nasıl cevap veriyorsunuz?

ÖMER ÇELİK: Bu krizin boyutlarını ilk olarak Türkiye gördü ve olanlara ilişkin olarak hemen BM'nin dikkatini çekerek “güvenli” ve “uçuşa yasak bölge” oluşturulmasını istedi. Ancak insanlar, hayatlarını tehlikeye atmak pahasına, denizleri aşmaya başlayıncaya kadar bu çağrılarımıza kulak verilmedi. Krizin merkezinde Akdeniz var ve Akdeniz'in en uzman iki ülkesi Türkiye ile İtalya bu durumun ilk neticelerine maruz kalıyorlar. Dolayısıyla İtalya ile Türkiye arasındaki iş birliği kilit öneme sahip.

SFORZA: O halde, İtalya ile Türkiye birlikte ne yapabilirler?

ÇELİK: Birlikte ele almamız gereken üç ana başlık var: DAİŞ'e ve Kuzey Afrika'daki diğer radikal örgütlere karşı mücadele; göç krizi ve AB bünyesinde iş birliği. AB ile Libya arasında bazı anlaşmalar olacağı söyleniyor; bakınız işte görüyorsunuz, Türkiye'nin tecrübesi olmaksızın bu anlaşmaların başarılı olması çok zor ve de Türkiye her zaman İtalya'nın yanındadır. İtalya ile bin 300'lerden beri ilişkilerimiz mevcut; Akdeniz'i en iyi tanıyan ülkeleriz, dolayısıyla iş birliğini güçlendirmek çok önemli.

SFORZA: Aklınıza yeni, muhtemel, ortak girişimler geliyor mu?

ÇELİK: Hükümetler arası mekanizma düzeyinde zaten faydalı birtakım düzeneklere sahibiz ancak Akdeniz'in huzurunu hedefleyen yeni girişimlere de hayat verebiliriz; çünkü Libya izole bir ülke değil, bizlerin ve İtalya'nın gayet iyi tanıdığımız bir alanın parçası.

SFORZA: 18 Mart anlaşmasının uygulamaya konulmasındaki eksiklikleri gündeme getirenlere ne şekilde cevap veriyorsunuz?

ÇELİK: Anlaşma uygulanmakta... Ancak yine de tek başına yeterli değil! Yeniden yerleştirmenin insani kabulünü ve vize serbestîsini buna dâhil etmek gerekir. Açık konuşmak istiyorum, biz bunları söylediğimizde “Türkiye tehdit ediyor” şeklinde aktarılıyor. Hayır, bu bir tehdit değildir, bir gözlemdir! Şayet paket tam değilse anlaşma etkisizleşiyor.

FRANCESCA: Sayın Bakan, Türkiye’nin bir gün Avrupa’nın bir parçası olacağına inanıyor musunuz?

ÇELİK: Avrupa’nın birbirine yakınlaşan Fransa ve Almanya’nın inisiyatifi ile kurulduğu, bilahare Avrupa’nın Balkanlara ve Doğu’ya genişlemesinin de Almanya ve Polonya arasında uzlaşma sayesinde mümkün olduğu söylenir. Ben Avrupa’nın dinamik güç olarak sadece genişlemeler sayesinde büyüyeceği ve Almanya ile Türkiye’nin yakınlaşmasının Avrupa’yı gerçekten istediğimiz şekle getireceği görüşündeyim.

SFORZA: Alman Parlamentosu Ermeni katliamını bir soykırım olarak tanıdığı zaman ne düşündünüz?

ÇELİK: Biz o zamanlarda çok kötü şeyler yaşandığı konusunda hemfikiriz ve buna da ziyadesiyle üzülüyoruz. İmparatorluğumuz bünyesindeki çeşitli grupların kabul edilemez bir şekilde davrandığı bir kriz dönemiydi o… Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tek taraflı açıklamaların kabul edilemeyeceğine hükmetti; dolayısıyla Alman Parlamentosunun kararı her şeyden önce hukuka aykırıdır. İlişkilerin gayet sıkı olması gerektiği bir dönemde durduk yere alınan böylesi bir karar ilişkilerin iyileştirilmesine hiç de katkıda bulunmuyor.

SFORZA: DAİŞ terörü var… PKK terörü var... Bir de Batı kamuoyunun çok endişeli olduğu kapanmamış bir Kürt meselesi var.

ÇELİK: Bugün biz Kürt vatandaşlarımıza ya da Kürt kimliğine karşı mücadele vermiyoruz! Partimizin içinde halihazırda onlarca Kürt milletvekilimiz var. Hükümetimizde de Kürt bakanlarımız mevcut... PKK’ya karşı mücadele veren güvenlik güçlerimiz haliyle Kürtlere karşı değil, terör örgütüne karşı mücadele vermektedir. Evvelce Afganistan’da yaşandığı gibi terörist gruplar arasında ayrım gütmek” ciddi bir hatadır; ve bunun sonuçlarına da hala katlanmaktayız! Dolayısıyla Suriye’yi de yeni bir Afganistan’a dönüştürmeyelim!

SFORZA: Yeni Türk Anayasası üzerinde çalışmaktasınız. Devletin laikliğini vurgulayan bir ifade dâhil edilecek mi?

ÇELİK: Evet, olacak.



Diğer Haberler

Image
 
Image
 
Image
 
Image
 
Image
 

Güncelleme: 24/06/2016 / Hit: 4,654

Copyrights © 2023 Republic of Türkiye Ministry of Foreign Affairs
Directorate for EU Affairs
Copyrights © 2023 - Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı
Avrupa Birliği Başkanlığı