Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik’in Roma Ziyareti

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, 21-23 Haziran tarihlerinde Roma’ya gerçekleştirdiği resmi ziyareti tamamladı. 

AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Roma’da Dışişleri Bakanı Paolo Gentiloni ile görüştü. İki Bakan, görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Ortak basın toplantısında Bakan Ömer Çelik, “Türkiye Avrupa dışında bir ülke değildir.” diyerek AB üyesi olmasa da Türkiye'nin büyük bir Avrupa gücü, büyük bir Avrupa demokrasisi olduğunu vurguladı. AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerinin “Rekabet değil, işbirliği temelinde bir ilişki” olması gerektiğini düşündüğünü ifade eden Ömer Çelik, başta 23 ve 24. fasıllar olmak üzere yeni fasılların bir an evvel açılmasına yönelik talebimizi de yineledi.

Türkiye ile AB arasında sığınmacı krizine yönelik varılan “1’e 1 anlaşmasını”  Türkiye’nin etkili bir şekilde uyguladığını belirten AB Bakanı Ömer Çelik, “1’e 1 anlaşmasını güçlendirecek mekanizmaların oluşturulması gerekiyor” diyerek sözlerini tamamladı.

Roma temasları kapsamında AB İşlerinden Sorumlu Devlet Sekreteri Sandro Gozi ile de biraraya gelen AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, İtalya Senatosu Dışişleri Komisyonu Başkanı Pier Ferdinando Casini, AB Politikaları Komisyonu Başkanı Vannino Chiti ve Temsilciler Meclisi AB Politikaları Komisyonu Başkanı Michele Bordo ile ayrı ayrı görüşmelerde bulundu.

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik Temsilciler Meclisi AB Politikaları Komisyonu Başkanı Michele Bordo ile görüşmesinde, Türkiye-AB ilişkilerin göç meselesine indirgenemeyeceğini belirterek, "Eğer göç meselesine indirgenirse bu sadece bir krizin yönetilmesiyle sınırlı ve konjonktürel bir ilişki kurma yöntemi olur." dedi.

Temaslarının ardından AB Bakanı Ömer Çelik, Roma’da Italyan Rai3 ve Rai1 kanallarına ve La Stampa gazetesine verdi. Ardından TRT Haber ve 24 TV canlı yayınlarına da katılarak gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Röportajlarında, ilk resmi ziyaretini Brüksel'e yaptığını anımsatan Bakan Ömer Çelik, temaslarında göç krizi ile gelinen mevcut tablonun resmini çektiklerini, vize serbestisi, Türkiye'ye yapılması gereken 3 milyar avroluk yardım ve benzeri konularda, Türkiye'nin hangi aşamada olduğu, muhataplarının da neler yaptıklarını ele aldıklarını belirtti.

AB Bakanı Ömer Çelik, Avrupa’yı tehdit eden en önemli unsurlardan birinin aşırı sağa verilen tavizler olduğuna işaret ederek, “Bunlar İslam karşıtlığı veya Türkiye karşıtlığı yaparken, bunu Avrupa’yı çok sevdikleri için yapmıyorlar. Aslında AB değerlerine düşman oldukları için yapıyorlar. İslam ve Türkiye şu an Avrupa’nın gündeminde olmasa bu kez Avrupa içerisindeki başka ırklara ve unsurlara karşı nefret söyleminde bulunacaklar.” ifadelerini kullandı.

AB Bakanı Ömer Çelik sözlerine şöyle devam etti: “Ben muhataplarıma şunu açık bir şekilde söylemek istiyorum; her ülkenin, her ülkeyi eleştirmeye hakkı var. Bu demokratik kültürün bir gereğidir. Ama Türkiye'yi eleştirmekle, Türkiye karşıtlığını birbirinden ayırmanız lazım. Eğer Türkiye'yi eleştirmekle, Türkiye karşıtlığını, Türkiyefobya'yı birbirinden ayırmazsanız, o zaman farkında olursunuz ya da olmazsınız İslamafobya'ya, anti-semitizme ve Eurofobya'ya destek vermiş olursunuz."

Avrupa medyasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik eleştirilere de değinen Bakan Ömer Çelik, "Eurofobya çok göze batacağı için onun üzerine birtakım kesimlere hoş gelebilecek nefret söylemini, antisemitizmi, yabancı düşmanlığını, onun üstüne İslamafobya, onun üstüne Türkiye karşıtlığını, onun üstüne de bir Erdoğanfobya yerleştirmişler. Aslında sorduğunuzda ve baktığınızda 2002'deki tüm muhataplarımız Türkiye'de en büyük demokratik devrimler, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ni en çok yaklaştığı düzenlemeler Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı dönümde gerçekleşmiştir. Bu kadar reform paketleri, yasakların kalması bu sayede olmuştur." dedi.

AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik’in Roma ziyaretinde, Türkiye-İtalya ve Türkiye-AB ilişkileri, göç yönetimi, vize serbestisi diyaloğu ve terörle mücadele konularında İtalyan makamlarıyla görüş alışverişinde bulundu.