ENGLISH
  Güncelleme: 19/12/2011

24. Reform İzleme Grubu Toplantısı Konya'da Yapıldı

24. Reform İzleme Grubu (RİG) toplantısı, Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet DAVUTOĞLU’nun ev sahipliğinde, Adalet Bakanı Sayın Sadullah ERGİN, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Egemen BAĞIŞ ve İçişleri Bakanı Sayın İdris Naim ŞAHİN ile Başbakanlık Müsteşarı Sayın Efkan ALA’nın katılımıyla Konya’da yapıldı.

24. RİG TOPLANTISI

Basın Bildirisi

Konya, 18 Aralık 2011

2003 yılında kurulan Reform İzleme Grubu’nun (RİG) 24. Toplantısı, Dışişleri Bakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’nun ev sahipliğinde, Adalet Bakanı Sayın Sadullah Ergin, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Egemen Bağış ve İçişleri Bakanı Sayın İdris Naim Şahin ile Başbakanlık Müsteşarı Sayın Efkan Ala’nın katılımı ile bugün Konya’da gerçekleştirilmiştir.

 TBMM’nin Avrupa Birliği’ne katılım sürecimizdeki büyük desteği ve önemine binaen toplantımıza TBMM Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Sayın Afif Demirkıran ve AB Uyum Komisyonu Başkanı Sayın Mehmet Sayım Tekelioğlu da iştirak etmişlerdir.

Toplantıda Adalet Bakanlığı, Avrupa Birliği Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Başbakanlık Müsteşarlığı’nın üst düzey temsilcileri de hazır bulunmuşlardır.

AB, tarihinin belki de en ciddi ekonomik, mali ve buna bağlı siyasi bir krizden geçmekte ve kendi geleceğini şekillendirme sancılarını yaşamaktadır. Türkiye – AB ilişkilerine de olumsuz olarak yansıyan bu gelişmelerden bağımsız olarak Türkiye, AB katılım sürecindeki reform çalışmalarını her zamanki kararlılığı ile sürdürmektedir.

Öncelikli politikamız olan Avrupa Birliği’ne üyelik sürecimizde gerçekleştirdiğimiz siyasi reformlar çerçevesinde yapılan her düzenleme, ülkemizde insan haklarının her alanda korunmasını, demokrasimizin güçlendirilmesini ve hukukun üstünlüğü ilkesinin geliştirilmesini amaçlamaktadır.

Bu kapsamda siyasi reform sürecimizde bir milat olan ve halkımızın onayıyla yürürlüğe giren 2010 yılı Anayasa Değişikliğini takiben reformlarımız hız kesmemiş, 2011 yılı yargı alanında reformlara adanmış bir yıl olarak tarihe geçmiştir. Öyle ki Hükümetimizce 2009 yılında kabul edilen Yargı Reformu Stratejimizde öngörülen amaç ve hedefler büyük ölçüde karşılanmış olup; Yargı Reformu Stratejisi’nin güncellenmesine yönelik çalışmalar devam etmektedir.

2011 yılının son RİG toplantısı olan 24. RİG toplantımızda, 2012 yılında hız vereceğimiz çalışmalara yönelik kararlar almış bulunmaktayız.

Toplantımızda, Avrupa Komisyonu’nun önerisi olarak 2011 Genişleme Stratejisi’nde dile getirilen “Pozitif Gündem” detaylı olarak ele alınmıştır. Bu çerçevede Pozitif Gündemin, müzakere sürecimize bir alternatif olamayacağı, bu süreci destekleyeceği, ancak bu çerçevede AB-Türkiye ilişkilerine yeni bir ivme kazandırabileceği ve müzakere sürecimizi güçlendirebileceği hususunda mutabık kalınmıştır.

Pozitif Gündem kapsamında, Komisyon ile kritik öneme sahip alanlardaki mevcut işbirliği mekanizmalarının güçlendirilmesi, siyasi blokaja uğrayan fasıllarda açılış ve kapanış kriterleri üzerinden çalışacak “çalışma gruplarının” “Yargı ve Temel Haklar” ile “Adalet, Özgürlük ve Güvenlik” Fasıllarında da kurulması uygun bulunmuştur. Böylece müzakere sürecimizi kilitleyen siyasi blokajların kaldırılması halinde, bu fasılların, ivedilikle açılarak kapanış çalışmalarına geçilmesi sağlanacaktır.

Reform İzleme Grubu özellikle tutukluluk süreleri, ifade özgürlüğü ve kişisel verilerin korunması gibi konular olmak üzere, önümüzdeki süreçte atılması gerekli adımları da kapsamlı olarak ele almıştır.

Tutukluluk sürelerine ilişkin sorunun temelinde yatan uzun yargılama sürelerinin iyileştirilmesi yolunda Yargı Reformu Stratejisi kapsamında yapılan düzenlemelerin olumlu etkilerinin 2012 yılı içerisinde görüleceği değerlendirilmektedir.

İfade ve basın özgürlüğü konusunda mevzuattan ve uygulamadan kaynaklanan sorunların çözümü amacıyla Adalet Bakanlığı tarafından “İfade Özgürlüğü Eylem Planı” hazırlanmaktadır.

Kişisel verilerin korunmasına yönelik çalışmalar gözden geçirilmektedir. Bu konuda Adalet Bakanlığımızca hazırlanan Tasarının en kısa zamanda TBMM’ye sevk edilmesi öngörülmektedir.

2011 yılı içinde yargının hızlandırılmasına yönelik iki tasarı yasalaşmıştır. Bu konuda Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanmakta olan üçüncü tasarının da en kısa sürede TBMM’ye sevk edilmesi öngörülmektedir.

AİHM önünde bulunan başvuruların eritilmesi ve ülkemiz aleyhine ihlal kararları verilmesinin önlenmesi amacıyla 15 – 17 Kasım 2011 tarihlerinde yapılan “AİHM Türkiye Kararları, Sorunlar ve Çözüm Önerileri” konulu çalıştayda elde edilen çıktılar göz önüne alınarak ilgili kurum ve kuruluşlar ve yüksek yargı organlarının desteği ile Adalet Bakanlığınca İnsan Hakları Eylem Planı hazırlanmaktadır.

İnsan haklarının güçlendirilmesi ve insan hakları konusuna bütüncül bir yaklaşımı devlet düzenimize yerleştirmek amacıyla, Kamu Denetçiliği Kurumu, Türkiye İnsan Hakları Kurumu, Kolluk Gözetimi Komisyonu ve Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu kurulması da dâhil olmak üzere insan hakları alanında kurumsallaşma yönünde gerekli çabanın gösterilmesi ve AB müktesebatı doğrultusunda hazırlanan ilgili Tasarılara yönelik çalışmaların hızla tamamlanması kararlaştırılmıştır.

Kolluk Gözetim Komisyonu Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı İçişleri Bakanlığınca hazırlanmıştır. Ayrıca, Anayasanın 10. maddesinde yer alan eşitlik ilkesi ve ayrımcılık yasağının etkili bir şekilde uygulanabilmesi, ayrımcılık nedeniyle mağduriyetlerin önlenmesi, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilebilmesi ve Avrupa Birliği müktesebatına uyumun sağlanabilmesi amacıyla Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu Kanun Tasarısı da hazırlanmıştır.

Öte yandan, ülkemizde kurulması öngörülen insan hakları kurumlarına ışık tutacak bağımsız ulusal insan hakları kurumu konulu, sivil toplum temsilcileri ve yabancı uzmanların da katılacağı geniş katılımlı uluslararası bir seminer, Avrupa Birliği Bakanlığı eşgüdümünde Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığının da işbirliğiyle yarın gerçekleştirilecektir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanabilmesi amacıyla Hükümetimizin yapması gereken mevzuat ve uygulamaya ilişkin değişiklikler de ele alınmıştır.

Türkiye’de dini özgürlüklerin geliştirilmesi kapsamında Hükümetimizin çalışmaları devam etmektedir. Farklı inanç gruplarına mensup vatandaşlarımızla diyalog süreci de hızla sürmektedir. Bu çerçevede, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci  Egemen Bağış 2012 yılı Ocak ayında farklı inanç gruplarına mensup vatandaşlarımızla bir araya gelecektir.

Vakıflar Meclisi kararıyla, İzmir Musevi Cemaati, “İzmir Musevi Cemaati Vakfı” adıyla tescillenerek tüzel kişiliği haiz olmuştur. Böylece, cemaat vakıflarının hukuki statüsünü belirleyen 1936 Beyannamesinde yer almayan İzmir Musevi Cemaatinin tüzel kişiliğine ve vakıf statüsüne ilişkin süregelen sorun çözüme kavuşturulmuştur. Hükümetimizin tüm vatandaşlarımızı ayırım yapılmaksızın temel hak ve özgürlüklerden tam olarak yararlandırması konusunda iradesi tamdır.

Vize ile göç ve sınır yönetimi gibi önemli konuları içinde barındıran “Adalet, Özgürlük ve Güvenlik” Faslına yönelik çalışmalarımız da hızla devam etmektedir.

Hükümetimiz, Avrupa Komisyonunun Türk vatandaşlarına yönelik vize uygulamasının iyileştirilmesine dair çabalarını memnuniyetle takip etmektedir. Ancak birçok ülkeye uygulanan vize kuralları tüzüğünün Türkiye'ye de uygulanması konusu kayda değer bir gelişme olmaktan uzaktır.

AB’nin vatandaşlarımıza yönelik vize uygulaması hukuksuzdur. Ticari ilişkilerimiz açısından adil değildir. Asırlardır karşılıklı etkileşim içinde olan ortak medeniyetimiz ile kültürel ve beşeri ilişkilerimizi sekteye uğratması açısından haksızdır.

Bu nedenle Türkiye, AB Adalet ve İçişleri Konseyi'nin Avrupa Komisyonu’na bir an önce nihai hedefi vize serbestisi olan sürecin başlatılması yönünde yetki vermesini beklemektedir.

Geri Kabul Anlaşmasının imza ve onay sürecinin, Avrupa Komisyonunun vatandaşlarımıza yönelik vize muafiyetine ilişkin yol haritasını hazırlayıp sunmak üzere üye devletlerden alacağı yetkiye paralel olarak yürütülmesi konusundaki tavrımız nettir.

8-9 Aralık 2011 tarihli AB Hükümet ve Devlet Başkanları Zirvesi sonuçlarında Türkiye, AB’ye yönelik yasadışı göç konusunda “kaynak ülke” olarak tanımlanmıştır. Ülkemiz, son on yıldaki hızlı ekonomik büyümesi ve gelişen demokrasisi ile günümüzde düzensiz göçe kaynaklık eden bir ülke olma durumundan tamamen kurtulmuş ve gittikçe artan şekilde hedef ülke haline gelmiştir. Dolayısıyla, ülkemizin “kaynak ülke” olarak tanımlanması kabul edilemez.

Hükümetimiz, mevzuatta yapılan değişikliklerle ve alınan tedbirlerle düzensiz göçe karşı etkili bir mücadele yürütmektedir. Ancak konunun sınır aşan mahiyeti düşünüldüğünde, düzensiz göçe karşı etkili çabaların ancak AB, Türkiye ve hatta aynı göç güzergahı üzerindeki diğer ülkeleri de kapsayan bütüncül bir ortaklık ve adilane bir külfet paylaşımı anlayışı çerçevesinde yürütülebileceği açıktır.

Göç ve iltica alanında gerekli hukuki ve kurumsal yapının oluşturulmasına yönelik çalışmaları yürütmek üzere İçişleri Bakanlığınca kapsamlı bir göç ve iltica politikası ve mevzuatı oluşturma çalışmaları da devam etmektedir. Bu çerçevede ulusal ve uluslararası tüm paydaşların etkin işbirliği, şeffaf ve katılımcı bir süreçle hazırlanan Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısı Taslağı hazırlanmıştır. Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısı Taslağı, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilebilmesi, Avrupa Birliği müktesebatına uyumun sağlanabilmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin son dönemde ülkemizle ilgili aldığı kararlarda belirtilen hususlarda düzenleme yapılabilmesi amacıyla hazırlanmıştır. Bahse konu taslağın, öncelikli olarak Bakanlar Kuruluna getirilerek T.B.M.M.’ye sevk edilmesinin faydalı olacağı değerlendirilmiştir. “İnsan Ticaretiyle Mücadele ve Mağdurların Korunması Hakkında Kanun Tasarısı”na yönelik çalışmalar da hızla yürütülmektedir. Söz konusu Tasarıların birlikte yasalaşmasının faydası göz önüne alınarak, çalışmaların paralel yürütülerek tamamlanması konusunda mutabık kalınmıştır.

Ülkemizin kara ve deniz sınırlarını daha etkin koruyacak entegre sınır yönetiminin tesis edilmesine yönelik çalışmalar sürmektedir. Taslak çalışmaları yürütülmekte olan Sınır Muhafaza Teşkilatı Başkanlığı Kanunu Tasarısı, Türkiye’nin kara ve deniz sınırları ile sınır kapılarında görev yapacak profesyonel ve her türlü donanıma sahip bir kolluk kuvveti kurulmasını öngörmektedir. Taslakla ilgili çalışmalar tamamlanmış olup, en kısa zamanda ilgili kurumların görüşlerine sunulacak ve müteakiben kanunlaşması için Başbakanlık’a sevk edilecektir. Bu taslak çalışmanın bir an önce yasalaşması için bu toplantıda ilkesel birlik sağlanmış ve Tasarı ile ilgili yasal prosedürlerin bir an önce tamamlanmasının faydalı olacağı değerlendirilmektedir.

Hayvan haklarının korunması konusunda kamuoyunun hassasiyeti de dikkate alınarak ilgili mevzuatın titizlikle uygulanmasına özen gösterilmelidir. Hayvanlara zulüm uygulayanlara karşı cezai yaptırımların artırılmasına yönelik çalışmalar teşvik edilecektir.

Hükümetimizin en önemli önceliği ve hedefi olan, vatandaşlarımızın hayatlarının her alanında hak ettikleri en yüksek standartlara kavuşturulması amacıyla atılan adımlar, üyelik sürecimizin de bir parçasıdır. Türkiye, tam üyelik hedefi doğrultusunda ve inancını kaybetmeden bu hedef için kararlılıkla çalışmaya devam edecektir. 

Reform İzleme Grubu çalışmaları kapsamında Bakanlıklarımız üst düzey temsilcilerinden oluşan Siyasi İşler Alt Komitesi (SİYAK) Toplantıları’nın daha sık aralıklarla gerçekleştirilmesi kararlaştırılmıştır.

Önümüzdeki dönemde siyasi reformlar kapsamında, halkımızın en önemli ve öncelikli beklentisi, yeni sivil bir Anayasa hazırlanmasıdır. Bu kapsamda TBMM’de temsil edilen her partinin milletvekili sayısına bakılmaksızın 3 üye ile temsil edildiği Uzlaşma Komisyonu oluşturulmuştur.

Tüm tarafların aktif olarak destek vermesine ihtiyaç duyulan hazırlık süreci sonucunda gerçekleştirilecek yeni Anayasamızın tamamen sivil inisiyatifle hazırlanan, kuvvetler ayrılığı ilkesinin geçerli olduğu, daha özgürlükçü bir Anayasa olmasını hedefliyoruz. Halkımızın iradesini tam olarak yansıtan bir Anayasanın, demokrasimizin olmazsa olmaz bir kısmı olduğuna yürekten inanıyoruz.

Bu kapsamda bir kez daha tüm sivil toplum kuruluşlarımız ve üniversitelerimiz dâhil olmak üzere tüm vatandaşlarımızı bu sürece aktif olarak destek vermeye çağırıyoruz.

25. RİG toplantısı 16 veya 17 Mart 2012 tarihinde, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Egemen Bağış’ın ev sahipliğinde İstanbul’da düzenlenecektir. 26. RİG Toplantısının da Haziran ayında Ordu’da İçişleri Bakanı Sayın İdris Naim Şahin’in ev sahipliğinde düzenlenmesi kararlaştırılmıştır.

  


Diğer Haberler

Image
 
Image
 
Image
 
Image
 
Image
 

Güncelleme: 19/12/2011 / Hit: 13,146

Copyrights © 2023 Republic of Türkiye Ministry of Foreign Affairs
Directorate for EU Affairs
Copyrights © 2023 - Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı
Avrupa Birliği Başkanlığı