ENGLISH
  Güncelleme: 15/03/2017

AB Bakanı Ömer Çelik A Haber’de Gündemi Değerlendirdi

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, A Haber kanalına konuk olarak Ankara Temsilcisi Murat Akgün'ün gündeme dair sorularını yanıtladı.

AB Bakanı Ömer Çelik, A Haber’de AB Adalet Divanının iş yerlerinde çalışanların "görünür bir biçimde dini, siyasi, felsefi semboller taşımaları" hakkında Belçika ve Fransa’dan yapılan iki başvuru neticesinde "işverenlerin, çalışanların iş yerlerinde iç kurallar gereği herhangi bir siyasi, felsefi veya dini sembolün görünür kullanımını yasaklamasının doğrudan ayrımcılık teşkil etmediği" yönündeki kararını değerlendirdi.

AB Adalet Divanının başörtüsü kararının Türkiye’deki 28 Şubat kararlarını, yani demokrasiden kopuşu, adalet ve hakkaniyet duygusundan kopan bir kamu düzenini hatırlattığını ifade eden AB Bakanı Ömer Çelik, “Türkiye açısından bakarsak sadece, böyle bir kararı kimin aldığı söylenmeden bu karar bize okunsaydı bizim aklımıza 28 Şubat gelirdi.” diye konuştu.

AB Bakanı Ömer Çelik, değerlendirmelerine şöyle devam etti:

"Karar şöyle şekilleniyor esasında. Çalışanlarını çıkarıyor bir işveren iş yerinden. Bunun üzerine çalışanlar mahkemeye gidiyorlar. Belçika Yüksek Mahkemesi, bu direktifi nasıl uygulayacağını Divan'a soruyor. Divan da bu şekilde bir içtihat geliştiriyor. Bu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 9. maddesindeki din ve vicdan hürriyeti ve 14. maddesindeki ayrımcılık yasağına karşı bir karar. Doğrudan AİHS’nin 2 maddesini ihlal eden bir karar. Böyle bir kararın ortaya çıkmasını, Avrupa’daki İslamofobi akımının AB Adalet Divanını da etkilediği şeklinde okuyoruz.

Hollanda’da olan olaylar, şimdi bu karar, AİHS konusundaki hassasiyetin Avrupa’da yükseltilmesi gerektiğini gösteriyor. Dolayısıyla burada Avrupa Konseyine, AİHS konusundaki hassas olan tüm kurumlara iş düşüyor. En ufak bir yargı kararı karşısında bile hassasiyet gösterenlerin AİHS’nin 2 maddesini doğrudan ihlal eden bu karara karşı ciddi bir inisiyatif geliştirmeleri lazım. Bu şahıslar da muhakkak AİHM’ye gidecektir. Biz de bakanlık olarak temas etmeyi düşünüyoruz sürecin iyi işlemesiyle ilgili olarak. Bu karar bu şekilde kalmamalı.”

Kararın açıkça İslamofobik nitelikte olduğunu dile getiren AB Bakanı Ömer Çelik, kendilerinin de bu konudaki hassasiyetleri nedeniyle kararın düzeltilmesiyle ilgili olarak hangi hukuk yolları öngörülüyorsa AİHM’ye başvuracak kişilere tavsiyede bulunacaklarını anlattı.

AB Bakanı Ömer Çelik, iş yerinden başörtüsü yüzünden uzaklaştırılmış insanların açtığı bir davanın sonucu olsa da kararın bütün dinlerin sembollerini yasaklayan bir şeye dönüştüğünü vurguladı. AB Bakanı Ömer Çelik, “Karar, o kadar geniş bir yoruma sahip ki o zaman iş yerinin bir üniforma üretmesi ve kimsenin onun dışında bir şey giyememesi lazım. Sembol haline getirip herkese üniforma giydirmeniz lazım.” dedi.

-“Asıl yükü Türkiye çekiyor”

AB Bakanı Ömer Çelik, Türkiye ile AB arasındaki 18 Mart mutabakatının içinde pek çok madde bulunduğunu ve anlaşmanın asıl yükünü birebir anlaşmasıyla Türkiye’nin çektiğini hatırlattı. AB’nin ise bu konuda hiçbir taahhüdünü yerine getirmediğini kaydeden AB Bakanı Ömer Çelik, gelinen noktada söz konusu mutabakatın sürmesi için bir sebep görmediklerini dile getirdi.

AB Bakanı Ömer Çelik, bununla ilgili atılacak adımın cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanlar kurulunun takdirinde olduğunu ancak kurul gündemine geldiğinde kendisinin bunun devam etmesiyle ilgili bir gerekçe görmediğini ifade edeceğinin altını çizdi.

Akdeniz’de eskisi gibi ölümler olmadığını, Türk Sahil Güvenliği ve Emniyet teşkilatının üstün gayretiyle insanların hayatını kurtaran bir iş yaptıklarını belirten AB Bakanı Ömer Çelik, Türkiye’nin Avrupa’yı büyük bir insani ve siyasi krizden kurtardığını vurguladı.

AB Bakanı Ömer Çelik, “Anlaşma iptal edilirse eski duruma döneriz ama kendimiz insani bir trajedi görürsek buna kendimiz müdahale ederiz. Herhangi bir şekilde Avrupa kıtasına göçmenler geçmesin, buralarda tutulsun şeklinde bir sorumluluğumuz olmaz.” görüşünü dile getirdi.

AB Bakanı Ömer Çelik, Türkiye’nin önerdiği liderler düzeyinde Türkiye-AB zirvesine yönelik soruya karşılık, bu zirvenin ilk 6 ay içinde yapılmasını önerdiklerini hatırlattı. Referandum ve olaylar nedeniyle öngörülen tarihin yetişmeyeceğinin görüldüğünü ifade eden AB Bakanı Ömer Çelik, “İlk altı ay içindeki pozisyonumuzu koruyarak mümkün olan en kısa zamanı onlara öneriyoruz.” şeklinde konuştu.

Hollanda'daki seçimlerin ardından Türkiye ile Hollanda ilişkilerinde kısa vadede gelişme yaşanıp yaşanmayacağına yönelik bir soru üzerine AB Bakanı Ömer Çelik, şunları kaydetti:

"Net, kısa vadede olumlu bir tabloya dönmez. Herhangi bir ilk adımın atılabilmesi için bile Türkiye'nin özür şartının yerine gelmesi lazım. Yeni görüntüler de ortaya çıktı. Silahlı kişilere orada vur emri verildiğinden, Sayın Bakanımızın korumalarına karşı vur emrinden bahsedildiğinden, bu bir terör faaliyetidir. Bu hukuk devletine yakışan, olgun bir demokrasiye yakışan tavır değildir."

- "Şartlar yerine gelmeden diyalog mümkün değil"

Hollanda'nın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın Türk toprağı olan Başkonsolosluğa girişini engellemesi ile Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun uçağına iniş iznini iptal etmesi alt alta konulduğunda, bunun hangi ülkede yaşandığının sorulması durumunda herkesin aklına Kuzey Kore’nin geleceğini dile getiren AB Bakanı Ömer Çelik, "İnsanların aklına Kuzey Kore'yi getirecek uygulamalar, Hollanda Başbakanı (Mark Rutte) tarafından yürürlüğe konulmuştur. Dolayısıyla bahsettiğimiz şartlar yerine gelmeden bir diyalog olması ya da olumlu bir adım atılması mümkün olmayacaktır." dedi.

AB Bakanı Ömer Çelik, Hollanda'ya yönelik yaptırımlardan halkın, iş dünyasının ve sivil toplum kuruluşlarının etkilenmeyeceğini kaydetti. AB'nin geleceğine ilişkin bir soruya ise AB Bakanı Ömer Çelik, "2017'de nasıl bir AB tablosunun çıkacağını da göreceğiz. Şimdiki gibi bir AB kalmayacak. Brexit sürecinden sonra bunun böyle kalmayacağı anlaşıldı. (Avrupa'daki) Üç seçimle birlikte, bu ülkelerin ortaya koyduğu beyaz kağıtla birlikte (birlik) şimdiki gibi kalmayacak. AB’nin şimdikinden geriye gittiği bir tabloda da şimdikinden ileriye gittiği tabloda da Türkiye için yeni imkanların, fırsatların ortaya çıkacağını düşünüyorum." cevabını verdi.

AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, AB içindeki yönetim krizine dikkati çekerek şunları ifade etti:

"AB, bu yönetim krizini siyasi değerleri güçlendirmek şeklinde aşarsa Türkiye AB'ye tam üyelik perspektifini daha da güçlendirecek pozisyon alır. Bu yönetim krizini mevcut yönetim modelinden geriye gitmek, örneğin çift vitesli olmak ya da daha küçük bir Avrupa modeline, daha içe kapanan Avrupa modeline gitmek şeklinde algılarsa AB'nin Türkiye için şimdiki cazibesi zaten olmaz."

Kaynak: AA

 


Diğer Haberler

Image
 
Image
 
Image
 
Image
 
Image
 

Güncelleme: 15/03/2017 / Hit: 3,550

Copyrights © 2023 Republic of Türkiye Ministry of Foreign Affairs
Directorate for EU Affairs
Copyrights © 2023 - Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı
Avrupa Birliği Başkanlığı